Tedarik Zincirinde Sürdürülebilirlik (2023 Sürdürülebilirlik Trendleri No: 5)

Tedarik Zincirinde Sürdürülebilirlik, 2022’nin son çeyreğinde başladığım Sürdürülebilirlik Trendleri 2023 serisinin son yazısı. Tabii ki devasa bir sürdürülebilirlik konusunu 3-5 blog yazısıyla ele alamayız. Ancak 2023 olası trendleri ile ilgili bir derleme yapıp birkaç ipucu verebiliriz diye düşündüm. Sanırım da bir nebze başarılı, kaynak gösterilebilecek, faydalanılacak bir seri oldu.

En baştan da sıklıkla düşülen bir hatayı düzeltelim. Sürdürülebilir Tedarik Zinciri denildiğinde, sürdürülebilirlik tedarik zincirinin devamlılığı anlamına gelir. Malum Türkçe’de sıfat, önüne geldiği ismi tanımlar. Tedarik Zincirlerinde Sürdürülebilirlik dediğimizde ise sürdürülebilirlik, tedarik zincirlerindeki bir yaklaşım olarak ifade edilebilir olur. Devasa şirketler -danışmanları sağolsun mu demeliyiz, bilemedim- bile tedarik zincirindeki devamlılığı kastetmemelerine rağmen sürdürülebilir tedarik zinciri ifadelerini kullanıyorlar.

WBCSD’nin SOS 1.5: The Road to a Resilient, Net-Zero Carbon Future yayınını çıktığında çok beğenmiştim. Ne mutlu ki 2021 yılı sonunda SKD Türkiye’den gelen davetle Türkçe yayınlanması sürecine katkıda bulma fırsatı elde ettim, yayını birlikte Türkçeleştirdik.

Rapor gerçek bir yol haritası. Erişmek isteyenler için WBCSD linkini de buraya bırakıyorum. Hem Türkçe’si hem de orijinal İngilizce rapora bu linkten erişebilirsiniz.

Her yerde duyduğumuz karbon ayak izi ve net sıfır karbon yolculuğuna bilimsel ve metodolojik yaklaşımı çok özel. Raporda BCG’ye atıfla yer alan aşağıdaki grafik ise büyük mesaj içeriyor. Tedarik zincirinde sürdürülebilirliğin önemini tek başına nefis özetliyor.

Tedarik Zincirinde Sürdürülebilirlik: Karbon Ayak İzi Perspektifi

Grafikten görüleceği üzere, şirketlerin doğrudan kendi operasyonlarından kaynaklanan (Kapsam 1 ve Kapsam 2) emisyonları, bazen %2’lere kadar inebiliyor. Kapsam 3 emisyonları aslında çok kaba bir özetle, şirketin üretim faaliyetleri için şirket dışında tedarikçilerle çözdüğü konuları içerir. Uçak bileti satın almaktan, çalışan servislerine, ürünün girdilerinden, ürünün yaşam döngüsü sonundaki durumuna; aslında şirketin asıl kontrol alanının dışını ifade eder.

Bu grafik özetle diyor ki, siz şirket olarak tüm yapınızı da değiştirseniz tedarikçilerinizi sürece katmadığınız takdirde gerçekten dönüşüm yaratma yolunda birkaç adımdan öteye gidemezsiniz. Bu hemen sizi korkutmasın. Tedarikçi dönüşümü kolay bir yol değil. Ancak kaldıraç etkileri de bol.

Tedarik Zincirinde Sürdürülebilirlik: Kapsam 3 Örneği

Örneğin, şirketinizin bir tedarikçisinden talep ettiği sürdürülebilirlik gelişmesini muhtemelen paralel zamanlarda -veya hatta belki daha önce- tedarikçisi olduğu başka bir şirket de talep etmiş olacak. Bu hem sizin şirketinizin, belki haberiniz bile olmadan, tedarikçiniz üzerindeki dönüştürücü gücüne bir destek sağlanması demek. Bazen daha şanlı olacaksınız, sizin taleplerinizin -en azından bir kısmı- başka bir şirket tarafından talep edildiği için, tedarikçiniz buna çoktan hazır olabilecek. Tersi de mümkün, belki sürdürülebilirlikle ilgili ihtiyacınız olan raporlamayı / iyileştirmeyi ilk talep eden siz de olabilirsiniz. Burada yol diğerlerine göre biraz daha çetrefilli. Ancak ödül olarak, şirketiniz sektörün sürdürülebilirlik çizgisinin seviyesini belirler konumda olacak. The True Cost filmindeki -neredeyse- tüm argümanları kabul etmekle beraber, Türkiye’de tekstil sektörünün kalite seviyesinin bu noktalara çıkabilmesinde en büyük payı Inditex ve H&M’in tedarikçi programları olduğuna itiraz edebilecek biri var mı?

Sözün özü, hiçbir şirket tedarik zincirinde sürdürülebilirlik konusunu önceliklemeden, tedarikçilerine “rağmen” sürdürülebilir olamaz.


Sürdürülebilirlik Trendleri 2023 yazılarına göz attınız mı?